Elli yıldır devrimci Cumhuriyet'in toprağında, kendi açtığım ıssız patikada inatla yürüyorum. Hâlâ dünyayı, hayatı değiştirmeye ve bu yolda değişmemeye çalışıyorum.
Kendini böyle özetliyor Özdemir İnce. Çünkü duruşunu bozmamanın, kalemini eğip bükmemenin "bedelinin ödendiği" yılların içinden geliyor. Ona bugün de aynı cesaretle, aynı kararlılıkla yazma gücünü veren de bu. Biliyor ki bir ömür boyu aynı yolda yürümek, o yola mayın döşeyenlerle mücadele etmek, halkına o mayınların yerlerini göstermek kararlı ve cesur olmayı gerektiriyor; zaman zaman iktidarla, zaman zaman okurla, hatta yakın dostlarla karşı karşıya gelmeyi gerektiriyor.
Şairliğiyle edebiyat tarihinde yerini çoktan almış olan Özdemir İnce, kalemini ülke ve dünya gündemi için oynatmaya başladığında da, önemli bir düşünür haline geliyor.
Demokrasi ile Diktatorya Arasında, Özdemir İnce'nin kendi ifadesiyle, "karşıdevrimci zihniyet ve girişimlere itiraz eden, "Hayır!" diyen, yazılardan oluşuyor. Kaynaklarıyla, kanıtları ve dayanaklarıyla, "yalan bozan" yazılar bunlar. Yazdığı her yazıyla "okurun ufkunu açmayı, onu bu kitabın yazarı karşısında bile özgürleştirmeyi, bağımsızlaştırmayı" hedefleyen Özdemir İnce'nin sesi, bu kitapta da, uyuyanların uykusunu kaçıracak kadar gür...