Toplumsal anlamda, sosyal anlamda, kültürel anlamda çok ciddi ritim bozuklukları yaşıyoruz. Her alanda ırkçı manipülasyonlara muhatap oluyoruz. Zihinlerimizi kitle iletişim araçları yönlendiriyor. Baskın ideolojinin mantığı, kendisini her yerde hissettirebiliyor, bireyleri edilgen alıcılar haline getiriyor. Edilgen alıcıların tercihleri, yönelişleri, hayat tarzları ve değerleri parçalanıyor. Gerçek hayatın dışında, on-line hayatlar, ilişkiler, on-line dostluklar yaşıyoruz. On-line hayatlar insanları İnsani derinliklerden, içsel zenginlik ve içsel sıcaklıklardan uzaklaştırıyor ve yalnızlaştırıyor...
Nesneler dünyası tarafından kuşatılıyoruz. Bu nedenle, kimliğimiz, kişiliğimiz, karakterimiz, direnemiyor, kimliklerimizi nesneler belirliyor...
Güncel tarihi etkileyebilmek için, bu tarihi anlamak gerekiyor. Küreselleşen bir kültürde, her tür düşünce, yorum, değerlendirme hızla yayılıyor. Ahlaki sınırları olmayan bir özgürlük anlayışı da yayılıyor. Hepimiz, ağır ağır ve bilincine varmaksızın çarpıcı dönüşümlere uğruyoruz. İslami kesimlerde, temel, bütüncül yaklaşımlar, kavram ve kurumlar, bütünlüklü inşa çabaları, ilkeler ve ilkesel tercihler marjinalleşiyor...
Hayata ve dünyaya değer kazandıran estetik ve ruhsal değerlerle teknik dünya arasında bir ilişki kurmayı başarabilmeliyiz. Bilişim ve küreselleşme çağına hitap edebilecek, bu çağı etkileyebilecek eleştirel bir dil kurabilmeliyiz. Evrensel ölçekte, ortak bir algı oluşturma mücadelesi verebilmeliyiz.