Hayatımız hep birilerine hoş geldin demekle geçiyor. Oysa bize kimse hoş geldin dememişti.

Bir insan ne zaman eksik olduğunu hisseder? Ya da neye ihtiyacı olduğunu nereden bilebilir ki?
Bunun cevabını bulduğumda mutlu olacaktım biliyorum ama bu cevabı bulmak için attığım her adım sanki benden bir parça eksiltiyordu.

Neydi benim istediğim,
Para mı?
Kariyer mi?
Daha çok arkadaş mı?
Seks mi? Aşk mı?



İstediğim şey para olamazdı, çünkü zaten öğrenciydim ve çok fazla paraya ihtiyacım olmuyordu. Bir paket makarnayı üç günde bitiren insanlardan biriydim.
İlk başlarda istediğim şeyin kariyer olduğunu düşündüğüm için bütün sosyal birincilikleri ele geçirdim ama hala kendimi eksik hissediyordum. Gerçekleştirdiğim her organizasyon beni yeterince tatmin etmiyordu.

Sosyal olduğumdan dolayı edinebileceğimden daha çok arkadaşa sahiptim. Eksik olan parçamın bu olduğunu zaten hiç düşünmemiştim bile.

Seks, zaten benim için büyük bir soru işaretiydi.

Geriye bir türlü doğru yolu bulamadığım aşk kalıyordu. Galiba benim âşık olmaya ihtiyacım vardı. Dayanacak bir omuza, çayın demini aldığında ilk bardağını verebileceğim biri olmalıydı hayatımda. Eksik yanımı biliyordum ama eksik yanımın nerede olduğunu bir türlü bulamadım.

Ben buradaysam, O neredeydi, kiminleydi?