İnsanla toplum arasında sürekli bir etkileşim olup insan toplumsal kuralları yapan, toplumun ihtiyaçlarına göre değiştiren, uygulayan gelişmiş düzeyde bir varlıktır. Tarih, insani ve toplumsal gelişmenin sağlanması, daha adaletli, eşit ve insanlara mutluluk ve huzur getirecek bir toplum düzenine ulaşması için gösterilen, büyük çabaların tarihidir. Sosyal bilimler ve sosyal çalışma hizmet mesleği toplumun akılcı, rasyonel biçimde düzenlenmesi, tüm bireylerin insanca yaşayabileceği olanaklara kavuşmasına hizmet etmeye yarayacak, disiplin ve bilim dalları olarak ortaya çıkmışlar ve ileri devletler 20. yy'ın geçtiğimiz yüzyılın ortalarında, sosyal refah devleti yapılanmasını keşfetmiştir. Kamunun akılcı politikalarıyla geliri hakça bölüştürmüş, insan hakları ve sosyal adalet temelinde, geliri toplumun gelişmeye yatırım yapmayı böylelikle başarabilmişlerdir.

Sosyal hizmet sosyal çalışma özellikle 2. Dünya Savaşı sırasında ve sonrasında başarılı çalışmalarla, kendisini dünyaya tanıtarak kabul ettirmiş ve etkinliğini artırarak, kapitalizmin ürettiği yaraları sarmayı ve insani gelişmeyi hep daha yukarıya taşımayı bilmiştir. 21. yy'ın ilk çeyreğinde dahi, ülkemizdeki geleneksel yardımseverlik anlayışlarıyla ve yetersiz politik destekle, neredeyse hala kesmeyen bıçak görünümünde olan sosyal hizmetler alanı, toplumsal gerçeklikler ve sorunlar göz önüne alındığında, çok sancılı bir süreçten geçmeye halen de devam etmektedir. Bu evrimsel süreç eninde sonunda, sosyal çalışma biliminin rasyonel şemalarının galip gelemsiyle ivme kazanacak ve sosyal politikasızlıklar terkedilerek, insan hakları ve sosyal adalet temelinde, sosyal mevzuat tüm yurttaşların gereksinimlerini akrşılayabilmesine olanak verecek biçimde düzenlenecektir.