Tarih geçmişte yaşanmış ve bitmiş olaylar değil, kullanılması için dünü güne ve geleceğe bağlayan zincirleme bir olgular bütünüdür. Tarihi kendimizi geçmişten kurtarmak için değil, günümüzü anlamak için okumalıyız. Çünkü toplum ve birey biri diğerinin karşıtı değil tamamlayıcısı olduğundan, geçmiş ile günümüz olguları arasında sürekli bir etkileşim bulunmaktadır.

Günümüzü yaşayabilmek ve geleceğimizi planlayabilmek için geçmiş olgulardan mutlak faydalanmalıyız. Osmanlı Devleti nasıl genişlemiş, üç kıtaya nasıl egemen olmuş, bunu yaparken ne gibi prensip ve yöntemler uygulamıştır. İki milyon sekiz yüz kırk bin kilometrekare genişliğindeki bir coğrafyada tek hanedanla 623 yıl hüküm sürebilmiş bir devlet olarak en azından ilgi çekicili ile öğrenilme istemi yaratmaktadır. Gerek fert, gerek toplum olarak geçmişi bilmek bizleri zamanımızın olumsuzluklarından kurtaracak ve koruyacaktır.